8 Eylül 2011 Perşembe

BİR SARHOŞUN NOTLARI-4

Kadınların tüm söylediklerini doğru kabul edecek olursak, seksten zevk almayan kadın oranı %90'larda olur. Bu da Tanrı'nın varlığına indirilmiş en büyük darbelerden biri olarak adlandırılabilir. Zira Tanrı'nın, insanların üremesine katkıda bulunmak için seksi zevk alınan bir eyleme dönüştürdüğü söylenir. Tabi kadınların bundan zevk almadığını yersen.

Kadınların söylediklerini doğru kabul etmeye devam edelim. Duyduklarımdan, gözlemlerimden aldığım yetkiye dayanarak oluşturduğum istatistiklere göre, Türkiye'deki kadınların ilk cinsellik deneyimlerini yaşama yaşı ortalama 30 civarı. Kadınlar kendilerini biraz daha sıkarlarsa, evlenip çocuk yaptıktan sonra bile, ilişkiye girmediklerini iddia edecekler, yakındır.

Erkeklerin büyük çoğunluğundan nefret ederim. Abazandırlar, her kadına yazarlar, her kadını el üstünde tutarlar, her kadına yedirirler, içirirler, hediyeler alırlar. Kadınlar da kendilerini bu insanlara muhtemelen satmış gibi olurlar. Beni derdim kadınların neye, nasıl, nerede satıldığı değil. Bu tip erkekler yüzünden, bir göt kalkıklığına ulaşıp, kendilerini dev aynalarında görmeleri. Yok lan işte, Ruslar'dan iyi değilsiniz, Lübnanlılar'dan iyi değilsiniz, Finler'den iyi değilsiniz. O öküz gibi Almanlar'dan bile iyi değilsiniz. Ülkemizdeki çarpık seks ilişkilerinden dolayı, götünüzün kalkıp, burnunuzun havalarda olmasına gerek yok.


Ciddi manada kadınlarla genel bir sorunum yok, en azından erkeklere yaşadığım kadar sorun yaşamıyorum kadınlarla. Kadınları ikiye ayırıyorum, açık yüreklilikle sevişebilenler, ya da alkolün, sevgililiğin, evlilik vaadinin arkasına saklanıp sevişebilenler. Ancak erkekleri kaça ayırsam bilemiyorum, sevişmek için tüm parasını harcayanlar, sevişmek için dayak atanlar, sevişmek için yıllarını harcayanlar, sevişmek için geneleve gidenler, sevişmek için entellektüel olanlar... Liste uzar gider, yeminle söylüyorum, erkekler de gramla beyin yok.

Futbolda şiddet yasasının çıkmasını savunan kulüpler şimdi de yasanın değişmesi için uğraşıyorlar. Nasıl bir bok yediklerinin yeni farkına vardılar. "Ulan hepimiz şike yapıyoruz, seneye hepimizi içeriye alırlar valla" dediklerini duyar gibiyim.

Komünist-sosyalist kadınları genelde daha çok sever, daha çok saygı duyar, daha çok tahammülle karşılarım. Ancak bazen çekilmez olabiliyorlar. Yanlarında küfür ediyorsun, "küfür etmeyelim lütfen, küfürler ataerkil toplumun erkek egemen sistemine göre dizayn edilmiştir" gibilerinden bir itirazla karşılaşıyorsun. Kadın tacizlerinin önüne geçmek gerektiğini her aklı başında insan gibi savunuyorsun, ancak kadınların da yakışıklı erkeklerin bakışından, ya da kendisiyle konuşmasından hıoşşlandığını, ancak amele ya da benzeri bir işte çalışan insanların bakışından konuşmasından taciz diye bahsettiğini söylüyorsun, bin bir laf işitiyorsun. Komünist-sosyalistten ziyade anarşist kadını tercih ederim. Hem daha az şeye kızar, hem de daha iyi sevişir.

Az önce "odam kireç tutmuyor" adlı çok sevdiğim şarkıyı dinlerken bir kez daha dikkat ettim. "Ben sevdim, eller aldı, niye ben ölmüş müyem?" dizesi kadar acıtacak, dize bulmak pek kolay değildir. Hakkaten ben sevdim eller aldı lan, niye amına koyayim diyesi geliyor insanın.

Bugün Yılmaz Güney'in ölüm yıl dönümü. Yılmaz Güney'in politik filmlerini oldukça severim. Düşüncelerini de genelde beğenmişimdir. Bazıları yok şunu öldürdü, yok buna böyle yaptı diyerek bok atmaya çalışsa da Yılmaz abiye, Yılmaz abi her zaman saygıyla anacağımız, seveceğimiz sanatçılarımızdandır şüphesiz.

Kadınların çoğu seks mevzusunda iki yüzlüdür. Seksten bahsedilmesi hoşlarına gider, iki kişi seksten bahsediyorken dinlemeyi, arada bir lafa karışmayı sever, hatta seksten anladığını göstermekten bile kaçınmaz, bunu bile büyük bir özgüvenle, yüzünde kocaman bir sırıtışla yapar. Ancak ne zaman ki seks muhabbetini o kadının üzerinden döndürmeye başlarsınız, o zaman bir asabileşme, bir hırçınlaşma söz konusu olur. Tamam abla, sakin ol, köşede bir yerde kıstırıp tecavüz etmeyecem sana. Hani madem o kadar seks meraklısısın, hani madem bu kadar da biliyorsun, gecemiz boş geçmesin, zevkimize bakalım diyecektim. O kadar. Abartı bir karşılık, abartı bir cevap vermene gerek yok. Yok canım ben sadece konuşmacıyım, icraat yok dersen anlardık.

Sarhoş olmayı seviyorum, beni aptallaştırıyor. Aptallaşmak Sartre'nin dediği gibi; mutluluğumu arttırıyor. Ancak sarhoşluğun tek artısı bu değil. Kadınların çoğu erkeklerin içtiği zaman sapıttığını söyler. Halbuki erkekler içtiği için sapıtmazlar, sadece içtikleri zaman gerçek yüzleri ortaya çıkar. Yani bir erkeğin içerek sarhoş olması iyi bir durumdur, bundan daha iyi bir durum varsa, o da kadının içerek sarhoş olmasıdır. Böylece hem erkek hem de kadın gerçekten istediklerini ortaya çıkarır, sevişilecekse sevişilir, sevişilmeyecekse bir daha görüşmemek üzer dağılınır. Erkekleri sevdiğim bir konu varsa, o da cinsellik muhabbetinde yeterince açık olmalarıdır. Doğrudan konuya girer, kadınlar ise bunu binbir yoldan dolanıp ifade etmeye çalışır, hani maksat sevişildikten sonra duyan olursa, bahaneler hazır olsun.

Bugüne kadar gerçekten güzel bulduğum sadece bir kadın gördüm, o da lisedeydi, ona da ben açılmadım. Neden açılmadığımı, açılırsam da ne olacağını hiç düşünmedim. Muhtemelen bir bok olmazdı, olmaz. Sadece bu konudan varmak istediğim bir yer var. Güzellik ya da çirkinlik gibi kavramların ırkçılıktan çok bir farkı yok. İnsanların doğuştan gelen özelliklerine bir değer atfederek, ya da sistemin, pornografinin, egemen moda sektörünün çizdği güzellik anlayışına göre belirlenen bir anlayışın, bu zenci bu beyaz, zenciyi öldürelimden çok farklı bir tarafı yok. Biz burda çok zayıf olmayan, götü göğüsü yerinde, gözleri mümkünse renkli, burnu okka gibi, kaşları ince ve biçimli, çok kıllı olmayan (vajinal bölgedeki biçimli kıllar hariç), kadınlara hiç düşünmeden güzel diyerek aslında ırkçı bir yaklaşımı benimsiyoruz. Biraz da faşizm denilebilir buna. Tv'nin olmadığı, kapitalizmin piyasalarının giremediği ülkelerde ki eş seçme kriterlerine bakarak, güzellik ve çirkinlik algımızın ne kadar saçma olduğunu daha iyi anlayabiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder