21 Şubat 2012 Salı

Bir Sarhoşun Notları

Kadınları sevdiğimi sık sık söylüyorum. Esasında kadınları değil, seksi seviyorum. Seksi kadınlarla olduğu zaman seviyorum. Bu da beni kadınları seven biri haline getiriyor. Yüzyıllardır devam eden ataerkil sistem, kadınları yancı, paracı, güç sevdalısı hala getirdi. İstisnalar yok mu, tabi ki var. Ancak dediğim gibi, istisna. Kadınların çoğu paracıdır, güçten yanadır, insanların evrimleşme süreci kadını bu noktaya getirmiştir. Yapacak bir şey yok. En gözde olduğunuz, en el üstünde tutulduğunuz, en çok gelecek vaadettiğiniz dönemde sizin olmak için kıçlarını yırtarlar, bir bok olamayacağınız anlaşıldığında gemiyi ilk terkedenler de kadınlar olur. Böyledir kadınlar, kalp acıları çabuk geçer, gözyaşları çabuk kurur. Alışmak lazım, kafaya takmamak lazım, sevsek bile, aşıkta olsak gün gelip bir kadının bunu yapacağını kendimize sürekli anlatmamız lazım. Kadın yahu sonuçta, yüzyıllardır erkeğin yancısı.

Türkiye kadınlarının çoğunda varolan bir trip var. Çırılçıplak kalana dek soyunduktan sonra, vermeyecem tribi. Ulan vermeyeceksen, neden sevişiyoruz? Hadi seviştik, neden çıplak kalana kadar soyundun? Bu neyin kafasıdır? Evet sevişmek zevk verir, öpüşmek güzeldir, elleşmek, sürtüşmek güzeldir, ancak bunlar ancak ve ancak daha önce hiç seks yapmadıysan ya da bunların hemen arkasından seks gelecekse güzeldir. Yoksa koy götüne rahvan gitsin. Ne anlamı var? Küçük Can bir umutla kalkmış, gireceği evi düşünüyor, sen diyorsun ki ev filan yok, otobüs durağında takıl. Saçmalığın bu kadarına da pes doğrusu. Mantığı nedir, anlamı nedir henüz çözebilmiş değilim.

Az önce kadının vermesinden bahsettim. Esasında bu verme eylemi, ya da böylesine bir kullanım, cinsiyetçi, seksist bir kullanım. Seks için Türkiye'de buna benzer ifadeler kullanılır; kadın verir, kadın düşürülür, kadın yatağa atılır, sanki kadınlar zevk almıyormuş, sanki kadınlar seksin öznesi değilmiş gibi. Yahu belki kadın senden aldı, belki kadın seni yatağa attı, belki kadın seni düşürdü. Bizim ülkemizde bunların hiçbiri kabul edilmez, kadın verir, ortada tek taraflı bir veriş ve tek taraflı bir alış vardır. Kadın düşürülür, kadın yatağa atılır. Bu yüzden her Türkiye erkeği, kız kardeşinin cinsel hayatını özgürce yaşamasına karışır, ve yine bu yüzden, her cinsel deneyimini tüm Türkiye'ye anlatma ihtiyacı hisseder. Çünkü, bizimki gibi, kadının özgür cinsel hayatının kısıtlandığı ülkelerde, erkeğin parasız bir şekilde yaşadığı cinsel deneyimler birer başarı öyküsüdür. Her öykü gibi de anlatılmaya ihtiyaç duyarlar.

Bana neden bu kadar çok içiyorsun diye soran çok oluyor, genelde, sen niye bu kadar az içiyorsun diye cevap veririm. Dünya günümüz koşullarındayken, bu kadar boktanken, ve bu durumu değiştirebilecek bireysel güce haiz değilsen, bu kadar içmenin çok içmek olarak adlandırılmasının manası yok ki. bu kadar içmek normal olanı zaten, sen az içiyorsun. Dünya'nın geri kalanı umrunda değil çünkü, aç yatanlar, evsizler, köleleştirilenler umrunda değil. Ayda on bin kazanıyorum, açların götüne koyayim diye dolanıyorsun ortalarda. E tabi ki sen benim çok içtiğimi düşünürsün, e tabi ki benim hayatımı boşa harcadığımı düşünürsün. Sana göre ayda on bin kazanıp, iki çocuk yapıp dünyadan öyle siktirip gitmek dopdolu yaşamak olduğuna göre, ben tabi ki senin için ayyaş, ben tabi ki senin için boş insan olacam. Aksini kendim için bir onursuzluk sayardım zaten.

Eski sevgilimden bana kalan iki hatıra var. Biri tanga, diğeri tirbüşon. İlk başlarda bu duruma çok bozulurdum. Ulan yıllarca biriyle beraber olmuşsun, başkasıyla yatmamış, başkasına bakmamışsın, eee, kala kala sana bir tanga bir tirbüşon kalmış. Sokarım böyle işe diye düşünürdüm. Yakın zamanlarda ise bu durum hoşuma gitmeye başladı. Yahu bir ilişki düşünün ki, tüm minnoşluklardan, hediyeleşmelerden uzak, sikişten ve  sarhoşluktan ibaret. Bu ilişki akılda kötü bir ilişki olarak kalabilir mi yahu. Yeme de yanında yat, yanında da yatma, o yatsın sen izle.

Kendimi sosyalist olarak tanımlarım, ancak bugüne kadar doğru düzgün anlaştığım bir sosyalistle karşılaştığım da yoktur. Türkiye sosyalistlerinin düştüğü bir çok yanılgı var, bunların en büyüğü islamiyeti karşılarına almaları, bu dine önem vermemeleri, öğrenmek için çaba harcamamaları. Yahu bu memleketin büyük bir çoğunluğu kendine müslüman diyor. Müslüman olmak zorunda değilsin, en azından ne olduğunu öğren be kardeşim. Sosyalizmle islamiyet arasında bir kaç küçük nüans farklılıklarının olduğuna inananlardanım. İslam; lehü'l mülk der, fekku ragabe der; sosyalizm de özel mülkiyete karşı çıkar, eşitliğe inanır. İslamiyet devrimcidir, sosyalizm de devrimcidir. Hadi islamcılar çok okumuyor, sosyalizme bundan dolayı karşılar dedik, sosyalistler neden islama karşılar? Ulan okumuyor musunuz, islamiyet nedir ne değildir bilmiyor musunuz?  Bilmiyorsunuz tabi ki, anca laf-ı güzaf, fasarya.

TKP'nin bir tanışma toplantısına katıldım. Üniversitelerdeki başörtüsü yasağına destek veriyorlardı. Yazıklar olsun böyle sosyalistlere, yazıklar olsun böyle komünistlere. Neymiş efendim, başörtüsü kadının özgürleşmesinin önündeki engellerden biriymiş. Peki pantolon insanın özgürleşmesinin önünde bir engel değil mi? Kazak? Sütyen? Don? Onlara karışmazlar, hatta karışmazlar değil, kendilerince bir normal kategorisi oluştururlar. Belli bir noktadan sonrası fazla kapalılığa girer, gericilik-yobazlık olur, belli bir noktadan öncesi de, teşhirciliğe-kadının metalaştırılmasına girer. Sadece kendilerinin çizdiği sınırlar içerisindeki giyim kuşama özgürleşme adını verirler. Bu kadar da mantıktan, izandan uzak düşünceler, söylemler. Sonra da neden %1 alamadık diye düşünürler. Neden acaba? Türbanlıların üniversitelere girememesi, bir insanlık ayıbıdır, faşizmdir, gericiliktir, yobazlıktır.









4 yorum:

  1. evet kadınların belkı gozyası cabuk kurur(ki istisnaların da kuruyacagını pek sanmam) ama ben de soyle bır genelleme yapayım;erkeklerın kuruyacak belkı bır gozyası bıle yoktur.kendilerini bedenlere atarak avuttuklarını sanar zavallı erkekler. ayrıca sana ;sen cok ıcıyorsun dıyenlerde senın kadar okuyup,cok dusunup ve senın kurdugun cumlelerı kurabılıyorlardır umarım.nice ayık kafalı var ot ot dolaşan çunku.
    beynine sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. erkekler kendilerini nasıl bedenlere atıyorlarsa, kadınlar da o kadar atarlar. erkeklerin kadınlardan daha fazla kendilerini başka bedenlere attığının zannedilmesi, kadının yaşadığı seksi kendinden bile saklarken, erkeğin bire bin katarak binlerce kişiye aktarmasından kaynaklanır. bununla birlikte benim kadınlara sataşmamın ardında her zaman erkeklere sataşma vardır, onu da göz ardı etmeyelim :)

      yorum için teşekkürler, yorumların daim olur umarım.

      Sil
  2. bir bok olamayacağınız anlaşıldığında gemiyi ilk terkedenler de kadınlar olur diyen bir insan kadın küçük can ı evine kabul etmeyince siktiri çekip gidecek olan kişi değil mi ben mi yanlıs anlıyorum . sen daha az içiyorsun muş:D ne basit cümleler bunlar aq bi de ayda 10 bin lira kazanan adama takınılmış sen ne yapıyorsun sex alkol dışında diye sorarlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. olay siktir çekip çekmemekte değil, olay sadece sekste de değil. olay çırılçıplak kalana kadar soyunup, sevişip, sonra da içime girme ama diyenlerde. yoksa bir insan adabıyla aseksüel de olabilir, ben özel birine saklıyorum hacı da diyebilir. ancak amımda bir zar var kanka, o yırtılmasın, onun dışında oral, anal takılalım diyorsa ortada bir sıkıntı vardır. benim söylemek istediğim asıl mesele bu.

      basit cümlelere gelince, hiç bir zaman basit olmayan cümleler kuracam diye bir iddiam olmadığı gibi, basit olmayan cümlelerin kurulmasını da doğru bulmuyorum. ben bu toplumun insanlarına derdimi anlatmaya çalışıyorum, bu toplumda da yılda kişi başına düşen kitap alma sayısı 0.2 olduğuna göre, bu gerçeği göz ardı etmeden bir üslup arayışına girişmeliyiz diye düşünüyorum. yine bununla birlikte eğer bu yazılanların içeriği hafif geldiyse; kürt meselesi, ermeni meselesi gibi konularda yazdığım yazıları okuyup, entelektüel mastürbasyonumda başarılı olup olmadığımı söyleyebilirsin.

      ayda on bin kazananlara gelecek olursak; ayda on bin kazananla derdim yok, derdim ayda on bin kazanmaktan başka amacı olmayanlarla. yoksa çok saygı duyduğum ayda yüzbinler kazanan insanlar da var. mesele kazandığınla ne yaptığın, kazanmana rağmen ne yaptığın. amacının on bin kazanıp, iki çocuk yapıp bana dokunmayanyılanbinyaşasıncılık olup olmadığı.

      sen ne yapıyorsun diye sorarlar demenden yola çıkarak sorduğunu farzedip ona da bir cevap vereyim. öncelikle keşke herkes seks ve alkolden başka bir şey yapmasaydı, emin ol dünya şu an ki halinden çok daha iyi bir nokta da olurdu. bunu da geçtikten sonra, hali hazırda boğaziçi sosyoloji öğrencisi olduğumu, istisnasız her gün kendimi geliştirmek adına okuduğumu-yazdığımı söyleyebilirim. takdir edersin ki sosyolog olmakta bunu gerektirir. ve yine takdir edersin ki, sosyolog olmak, topluma hizmet etmek adına önemli bir meslek grubudur, tabi hakkını verirsen.

      yorum için teşekkürler, yorumlarının devamını beklerim.

      Sil