Ey Reqib'in sözlerine bakalım;
Ey düşman, hep vardır Kürt milleti
Yıkamaz (onu) bu zamanın top güllesi
Kimse demesin Kürt milleti ölüdür
Kürtler capcanlıdır, asla boyun eğmez bayrağımız
Biz ki Kürdüz, devrimin rengiyiz
Kanla yazılmış tarihimize bir bak
Biz ki Medya ve Keyhüsrev'in çocuklarıyız
İnancımız, yolumuz hep vatanımızdır
Binlerce aslan yürekli Kürt çocuğu
Bu uğurda can verdiler, hepsi toprağın bağrında saklı
O çocuklar şimdi de hazırdırlar
Can fedadırlar, can fedadırlar, can feda
Kürt çocuklar yiğitler gibi başkaldırıyor
Bak nasılda süslüyorlar yaşam tacını kanlarıyla.
Çeviren: Dilazad Art
1938'de milliyetçi akımın devam ettiğini düşünecek olursak, yirmi yaşındaki bir gencin buram buram milliyetçilik kokan, vatan uğrunda kanını dökmeyi kutsallaştıran şiir yazmasını garipsemek mümkün değil. 1946'de devlet kuran Mahabad Cumhuriyeti'nin de böyle bir şiiri marş olarak kabul edip bestelemesi şaşırtıcı değil. Şaşırtıcı olan, merkez solda yer alan partilerin iktidarlığındaki Kürdistan Bölgesel Yönetiminin de bu besteyi, bu şiiri marş olarak kabul etmesi.
Halkların birliği yerine Kürt milletini öne çıkaran, barışla, dostlukla var olan tarih yerine kanla yazılmış tarihi öven, vatan için yaşa(t)mak yerine ölmeyi kutsallaştıran marşın günümüzde Kürdistan Marşı olarak kabul edilmesi, Kürt halkının, Kürt devletinin gerici reflekslerinden başka bir şey değildir. Kürt halkı yıllar süren mücadelesinden sonra elde ettiklerini, gerici bir anlayışla yönetme lüksüne sahip değildir. Kürt önderleri, milliyetçiliğin önüne beynelmilelliği, kanla yazılmış tarihin yerine barışla geçecek geleceği, vatan uğruna ölmek yerine insanlık uğruna yaşamayı koymak zorundadırlar. Bunlar yapılmadığı sürece, Kürdistan'ın varlığı da, görece bağımsızlığı da bir şey ifade etmeyecektir. Kürdistan Bölgesel Yönetimi, Dünya üzerinde farklı bir ülkenin, savaştan, kandan, ırktan, dinden beslenmeyen bir iktidarın var olabileceğini göstermek zorundadırlar. Eğer göster(e)meyeceklerse, bağımsızlıklarının da, mücadelelerinin de biz sosyalistler için hiçbir anlamı yoktur. Bugün Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde kaybetmiş olabiliriz. Ancak ne Suriye'de, ne İran'da ne de Türkiye'de kaybetmiş değiliz. Olası Kürdistan devletinde gerici milliyetçilik ve dincilik akımlarını iktidardan uzak tutmak, bizim görevimiz ve uğraşımız olmak zorundadır. Bağımsız Kürdistan devleti, ilerici kimliği büründüğü vakit savunulabilir, desteklenebilir. Bu yüzden bugün sosyalistlere düşen, Kürt siyasi hareketinde yer almak, ön saflarda mücadeleye girişmek olmalıdır. Aksi durum, gericilerin ve gericiliğin zaferine destek vermek demektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder