6 Haziran 2011 Pazartesi

ŞİKAYETÇİYE AÇIK MEKTUP ve AHLAK

Bir kaç haftadır ahlakla ilgili bir şeyler karalamak istiyordum. Yakın bir zamanda başıma gelen feysbuk ispiyonları artık bu konuyu daha fazla uzatmamam gerektiğini gösterdi. Feysbuk ispiyonlarından bahsedelim önce biraz. Malumunuz feysbuk denilen, içi beni  dışı seni yakar sosyal(!) iletişim ağı son yıllarda vaktimizi oldukça alan bunun yanında ücretsiz iletişim, kolay bilgilendirme ve bilgilenme konularında da faydaları olan garip bir teknolojimsi ürün. Daha sonra internetin faydası zararı üzerinden daha kapsamlı bir şeyler yazarken tekrar feysbuka döneriz. Bu konunun feysbukla olan alakası, feysbukta yazmış olduğum yazıların, bir ahlaksızlık, terbiyesizlik, edepsizlik, çiğ süt emmişlik olarak algılanılarak anneme şikayet edilmesiyle sınırlı. Hangi yazılarımın şikayet konusu edildiğine bakmak gerekirse, emin olmamakla beraber, kadınlar hakkında kullandığım seksist ifadelerin buna yol açtığını düşünmekteyim. Yani bir nevi cinsiyetçi, kadınları aşağılayıcı ifadeler.

Her türlü açıklayıcı unsuru arka plana atarak, en basit noktadan yola çıkmakta fayda var. E be güzel insan, hiç mi Schopenhauer okumadın, Kant, Platon, Aristotales, Ficthe'de mi okumadın? Hadi diyelim ki okumadın, bundan sonra oku, bir bak, ama söyleyeyim şikayet edecek bir annelerini bulman zor olabilir.

Saydığım filozofların kadınlar hakkındaki söylemlerini desteklediğim için örnek vermedim. Sadece bu büyük insanların da kadınlar hakkında neler söylediğine bir bakıp ondan sonra benim gibi küçük insanların söylemlerini yargılama gibi bir yanlış hakkı kendinizde görün. Olmayan bir hak, ama en azından kültürle, zekayla yargılandığımı göreyim.

Şimdi diğer bir basit noktadan yola çıkalım. Bir de olayın edebi boyutunu inceleyelim. Charles Bukowski, William S. Burroughs, Chuck Palahniuk, Boris Vian, Can Yücel, Neyzen Tevfik... Aklıma geldiği kadarıyla saydım sadece. Eğer bunlardan haberi olmayan bir insansanız, ahlaksal melekelerinizin ne denli zayıf kaldığını görmeniz imkansız olmasa bile imkansıza yakındır. Okuyunuz. Tane tane.

Basit açıklamalara devam edelim. Hadi diyelim ki bu insanlardan bihabersiniz, benim zamanım yok okuyamıyorumun arkasına sığınmışsınız, medeni dünyanın çarkı içerisinde, bir hamster misali koşup durmanız gerekiyor olabilir. Peki ironi, kinaye, tevriye gibi kelimelerin ne anlama geldiğini de mi duymadınız? En kısa zamanda bir sözlük edinmelisiniz. Sürekli, kadınla erkeğin ayrılamayacağından, kadın erkek denkliğinin sağlanması gerektiğinden, ataerkil topluma karşı sesini yükseltmeyen günümüz kadınını anlayamadığımdan yakınırken, seksist olmakla isnat edilmek, öfkelendiğim ve bol miktarda da şaşırdığım bir durum oldu, oluyor, olacak. Filhakika Türkiye'de yaşadığımı unutmuş olmalıyım, yoksa öfkelenmem ya da şaşırmam için bir sebep olmamalıydı.

Evet, buraya kadar gereksiz kuru laf kalabalığı yapmış olabilirim. Şimdi daha karmaşık konulardan bahsedebilir, biraz felsefe yapabilirim. Ahlaksız olduğum doğrudur. Ahlak, kelime anlamı itibariyle; "bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları, aktöre, sağtöre" demektir. Şimdi biraz düşünelim, hafızalarımızı tazeleyelim. Bundan yıllar yıllar önce cahiliye devri denilen müslümanların sonrasında gelen asr-ı saadetten örnekler vererek kasım kasım kasılmalarını sağlamış bir cehalet devri vardı. Bu devrin en göze çarpan ahlaksal ilkelerinden biri doğan ilk kadın çocuğun, diri diri toprağa gömülmesiydi. Bunun adı tam olarak ahlaktı.

Tarih boyunca bütün dinler, bütün devrimler var olan toplumsal normları yani ahlakı reddederek var olmuşlardır. Eğer ahlak toplumsal olmak zorundaysa, ki kelime tanımı itibariyle öyle olmak zorunda, o zaman o ahlakı reddetmek toplumsal gelişme için bir mecburiyettir. Çünkü ahlak dayatmadır, biz en iyisini buldukçuluktur, bir nevi obskürantizmdir. Her bilinçli insan kendi vicdanıyla, kendi ruhuyla, kendi mantığıyla kendi bireysel sınırlarını kendisi oluşturmalıdır.

Yazı yine gereksiz yere fazla uzadığı için keskin bir bitiriş yapmak zorundayım. Eğer seksten bahsediyor olmam, bir rahatsızlık veriyorsa, kendinizde sorun aramalısınız. Zira seks olmasaydı sen olmazdın, ben olmazdım, biz olmazdık. Onlar? Onlar zaten olmazdı. Kendi tahminlerime ve çevremde görüp duyduklarıma istinaden, erkeklerin %95, kadınların da %90'ının seksten hoşlanıyor olduğunu varsayarsak, seksten bahsediyor olmamın sizi rahatsız ediyor olması riyakarlığınızdan ya da medeniyet denilen maskelerden elinizde bolca var olmasından kaynaklanıyor olması gerekir.

Ve bir dahaki sefere yazdıklarımdan bir rahatsızlık duyarsanız, anneme değil bana ulaşmanızı tercih ederim. Zira o yazıları ben yazıyorum, annem değil. Bana karşı yapmış olduğunuz bu saygısızlığında farkındasınızdır umarım.

Sağlıkla daha da önemlisi bilinç ve kültürle kalın.

2 yorum:

  1. En son cümledeki de ayrı yazılır.Ayrıca uzun bir süre filhakika kelimesini kullanma benden sana tavsiye.Bu kelimeyi sözcük dağarcığına yeni kattığın çok bariz.

    YanıtlaSil
  2. -de, -da nasıl yazılır biliyorum :) lakin yazarken yazım kurallarına dikkat etmem, Hakkı Devrim değilim, olmayı da düşünmüyorum. Bundan bir önceki gönderimde adı geçen Ah Muhsin Ünlü'nün şiirlerine bakarsanız, yazım kurallarının ne hale düştüğünü görebilirsiniz. Aslında bir çok örneği var ama, en son onu okuduğum için, ondan örnek vereyim dedim.

    tavsiyeniz için de teşekkürler, filhakika "filhakika" kelimesini sözcük dağarcığıma katalı bir seneden biraz daha fazla oldu. 22 yaşında olduğum düşünülürse bir senenin çok da az bir zaman olduğu düşünülemez. Tam olarak da Cemil Meriç'ten öğrenmiştim.

    Yine de yorumunuz için teşekkürler.

    YanıtlaSil