25 Ocak 2012 Çarşamba

Bir Sarhoşun Notları

Bugün başlangıcı politikadan yapayim diyorum. Kafası çalışmayanlarla, kafası aşırı çalışanlar, şu birkaç paragraftan uzak dursunlar. Milliyetçiliği oldukça anlamsız buluyorum. Yani bir yanda dünyacılık dururken, milliyetçilik etmek, bana oldukça sığ bir mantıkmış gibi geliyor, e hadi diyelim ki, dünyacılık kimseye fayda getirmez, kendi kabileni, kendi milletini üstün göreceksin ayağına yattık, e be hacı o zaman tutarlı davranıp bireyci olsana. Niye dünyacılığın bir-iki kademe altı olan ulusçuluğu ya da milliyetçiliği tercih ediyorsun, eğer dünyacılık yanlışsa, milliyetçilikte yanlıştır, doğru olan bireyciliktir. En azından dünyacılığın(enternasyonalistlik) karşısında duruyorsan, bireyci olarak tutarlı bir davranış sergile. Liberal ol, amenna diyeyim. Eleman en azından tutarlı diyeyim.

Komünizm-sosyalizm mevzusunda müthiş bir kavram karmaşası var. Bir kaç temel mevzudan bahsetmekte fayda var. Komünizm, sosyalizmin ileriki aşamasıdır ve devletsizliği öngürür. Yani komünist devlet gibilerinden bir tamlama içerisine girilemez. O yüzden, Çin'den, Sovyetler'den, Küba'dan eleştirel bir şekilde bahsedecekken, komünist ülkeler diye bahsetmeyin. Çok komik duruyor.

Sosyalizmin-komünizmin yanlışları olabilir, bu yanlışları tartışabiliriz. Ancak komünizmi-sosyalizmi, milliyetçi-ülkücü arkadaş çevresinden öğrenmiş olanlarla tartışamayız. Bu tartışma son derece anlamsız, son derece boş bir tartışma olacaktır. Materyalizm kavramından, duygunun yokluğunu, düşüncenin yokluğunu çıkaranlar, bunu anlayanlar, kim bilir komünizmden, kim bilir sosyalizmden neler anlarlar? Gerçekten bu insanlara cevap verecek kadar fazla zamanınız var mı?

Bugün arkadaşın biri, sosyalistlerin, kemalistlerle ortak hareket etmesi gerektiğinden dem vurdu. Arkadaşım kusura bakmasın ama, bir sosyalistin, kemalistlerle hareket edebileceğini düşünmek, ya sosyalizmi bilmemekle ya da kemalizmi bilmemekle açıklanabilir. kemalizmin hiçbir oku, sosyalizmle bağdaşmaz, en azından günümüz kemalistlerinin, okları tanımladığı şekliyle bağdaşmaz. İmkanı yoktur.

Esasında politik mevzulardan konuşmaya devam edebilirim, ancak, kadınlardan konuşmak dururken politikadan konuşmak bana eşeklik gibi geliyor. Düşünsenize, kadınlar lan. Tüm o dudaklar, saçlar, ten, göğüsler, kalçalar... Tüm bunları göz ardı ederek, politikadan konuşmaya ne kadar devam edebilirsin ki. Çok açık bir şekilde söylüyorum, benim için politika, aşık olduğum zamana kadar vardır, sonrasında umrumda bile olmaz.

Türkiye kadınlarının da, erkeklerinin de çoğu davranışlarını anlamam, bana ters gelir. Birilerini sevmediğim, birilerine değer vermediğim, düşünmediğim, okumadığım zamanlarda; hep ortamın en güzel kadınlarıyla çıktım, sevgili oldum, hep ortamın en güzel kadınlarına iteledim. Onlar da bana iteledi tabi ki. Ancak ne zaman birilerini sevmeye, birilerine değer vermeye, bir şeyleri okumaya ve bir şeyleri düşünmeye başladım, beni sevenler de benden uzaklaştı. Yani birini sevmek ilişkisi, neyi ne kadar bildiğin ve neye ne kadar değer verdiğin ve neyi ne kadar yaşadığınla alakalı bir durumdur. Birinin senden kaç yaş büyük ya da küçük olduğu, birinin ne kadar yakışıklı olup olmadığı ya da birinin ne kadar zeki olup olmadığının hiçbir bok önemi yoktur. Çokça parayla beraber gelen, küçük bir sempati ve azıcık bir akıl, türkiye kadınlarının çoğunu elde etmenize yeterdir.

Bazı kadınlar gerçekten tarz oluyorlar. Gerçekten baktığım zaman aşık olasım geliyor. Olamıyorum, orası ayrı. Her neyse, bu tarz kadınlar gerçekten harikalar. Genelde çok okuyan, sinema kültürü olan, müzik kültürü olan insanlar oluyorlar. Bunun yanı sıra, kılık kıyafetleri, saç kesimleri, konuşma tarzları, düşünme biçimleri toplumun normlarından tamamiyle uzak olabiliyor. İşte bu kadınlar var ya, bu kadınlar; bu kadınların allahlarına kurban.

Sevdiği kadınla ya da adamla hiç sokakta sabahlamamış olanlar var, hiç birbirine sokularak ısınmamış olanlar var. Bir bira parasını denkleştirmek için ceplerini karıştırıp, alınan birayla kafa olmaya çalışmamış olanlar var. Ulan bunları yaşamadan sevgili olunur mu, sokakta kalmadan sevgili olunur mu? Götünüz donarken, sevgilinizin elini tutarak ısınmamışsanız, o ilişkiye sevgililik denilebilir mi? Sevgilinizin bir mesajıyla, tüm gününüz yüzünüzde kocaman bir sırıtışla geçmiyorsa, o kişiye sevgiliniz denilebilir mi? Bunların hepsini boş verin, canınızı yakmamış olana; sevgili denilebilir mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder