2 Ocak 2012 Pazartesi

Sıkça Sorulan Sorulara Kısa Cevaplar (PKK-BDP-Uludere)

-Bu PKK masum bir örgüt müdür ki, PKK'lılara yapılan operasyonlara karşı çıkıyorsun?

Öncelikle masumun ne anlama geldiğini iyi kavramak lazım. Suçsuz, günahsız anlamında kullanılır, masum. Belli bir yaştan sonra insanların suçsuz, günahsız kalması, imkanlar dahilinde olmadığı gibi, insanlardan oluşan örgütlerin de(ister legal, ister illegal olsun) masum olması söz konusu değildir. Ancak bu sorudaki masumluk, muhtemelen haklı gerekçeleri olan, adil bir savaş yürüten bir örgüt müdür, anlamındaki masumluk olsa gerek. Birincisi savaşın haklı gerekçesinin olup olmayacağı tartışılacak bir mevzu, bana saldırdığı için savaştım söylemi bile, savaşmayı tek başına haklı çıkartabilecek bir söylem değildir. Savaşın ise adili olmaz. Adil savaş söylemi, insanların kıçından element uydurmasının sonucunda ortaya çıkar. Adil savaş söylemindeki amaç, PKK'nın pusulu, mayınlı savaşma stratejisinin, korkaklık, puştluk olarak lanse edilerek, karşımıza doğru düzgün çıksalar, iki dakikada öldürüveririz abi böbürlenmesinin sağlanması, tabanın gazlanmasıdır. PKK'nın ilk silahlı eyleminden bugüne neredeyse 30 yıl geçti. O günden bugüne, silahlar kan kusturuyor. Barış geldi mi? PKK yenildi mi? 30 yıldır devam eden savaşın, operasyonlarla durdurulamayacağının farkındayım, durdurulacak olsaydı bile operasyınlara kaşı çıkardım. Neticede her ne kadar kabul edilmek istenmese de, karşındaki de bir insanlar topluluğu. Ölmeden-öldürmeden çözülebilecek bir sorun için, öldürmeyi, kutsallaştıramam.

-İyi güzel diyorsun da, PKK bağımsızlık istemiyor mu, nasıl olacak da savaşsız çözüm gelecek?

PKK'nın parti programından Bağımsız Kürdistan için mücadele söylemi çıkartılalı on yıldan fazla oluyor. Diyelim ki bu istemin programdan çıkartılması, taktiksel bir hamle. Esasında bu istenç devam ediyor diye düşünsek dahi, ulusların kaderlerini tayin hakkı, kabul edilmesi gereken bir haktır. Kürt halkı bunu istiyorsa, ayrılma talepleri olgunlukla karşılanmalıdır. Geçmişle hesaplaşılmış, anayasal değişikliklerle hakların güvence altına alındığı, ülkenin Türk devletinden ziyade Türkiye'de yaşayanların devleti olduğu benimsendiği bir ortamda, bir arada yaşam dillendirilmeli, ayrılma talebine karşı, bu gibi gasp edilmiş hakların iadesiyle, birlikte yaşamanın çekici hale getirildiği bir ülkeye evrilinmeli. Bu noktadan sonra Kürt halkının vereceği karar ne olursa olsun, saygıyla karşılanmalıdır.

-Sen sosyalist değiil misin, ulusal devletlerin kuruluşuna nasıl destek verirsin?

Sosyalistleerin ulusların kaderine tayin hakkına bakışı oldukça nettir. Karşı çıkmamız söz konusu değildir. Kimsenin kulağından tutarak, bir başka ulusun boyunduruğu altında yaşamasını kabul etmeyiz. Ulusların birbirlerinden boşanma hakkı, evli insanların boşanma hakkına benzer. Bu boşanmayı teşvik etmek değil, sadece anlaşamayanların, geçinemeyenlerin, bu hakka sahip olduğunu söylemektir ki oldukça ilerici bir tavırdır. Bugün evli insanların boşanma hakkının reddini yobazlık, gericilik olarak gören insanların, ulusların boşanma hakkını tanımaması, olayları geniş çerçevede görememesinden kaynaklanır. Beraber yaşamak istemeyen insanları, beraber yaşamaya zorlamak, zulümdür. Zulmedilen, zulmedeni, zulmeden zulmedileni sevmez, sevemez. Yaşanacak medeni bir ayrılık, daha sonraları, birlikte hareket edebilecek, birbirini sevebilecek halklar yaratacaktır. Finlandiya-Sovyetler ilişkisi, Norveç-İsveç ilişkisi bu konulara örnek olarak verilebilir. Tabi bunların hepsi Kürt halkının böyle bir bağımsızlık talebinin olup olmadığıyla alakalıdır.

-BDP, PKK'nın meclisteki eli değil mi, BDP'lilerin mecliste ne işi var?

BDP tabanıyla, PKK tabanının büyük ölçüde örtüştüğü doğrudur. Ancak BDP'ye PKK muamelesi yapmak aymazlıktır. Hem PKK'yla masaya oturmaya karşı olacaksın, hem de BDP'yi ortadan kaldıralım, meclise gelmesinler diyeceksin. O halde sorunu çözmek için, silahtan başka bir önerin olmaz sanırım? Ya da oturup Kürtler'in balık hafızalı olması için dua ederiz. BDP barış için bir şanstır. Hele ki, içerisinde sosyalistlerin de olduğu, oldukça güçlenmiş böyle bir legal yapılanmanın olması, sevinelecek bir durumdur. Silahsız bir çözüm sağlanacaksa, bu çözümde BDP'nin rolü oldukça önemli ve değerlidir. Legal siyaset alanı özgürleştikçe, demokratikleştikçe, fikirlerin önü açıldıkça, illegal örgütler sönümlenecektir.

-BDP neden sadece Kürtlerin partisi gibi davranıyor, neden sadece Kürtlere yönelik mevzularda konuşuyor?

BDP, sadece Kürtlerle ilgili meselelerde konuşan, yazan, düşünen bir parti değildir. Bunun böyle zannedilmesinde ki en büyük neden, medyanın, BDP'nin Kürt meselelerindeki söylem ve söylevlerine daha fazla yer vermesinden kaynaklanır. Ayrıca, Kürt sorununun çözülmeden, diğer konularda çok büyük gelişmeler sağlanabileceğini düşünmek, hayalcilik olur.

-Uludere'de sanki köylüleri bilerek vurdular, kazayla olmuş, asker ne yapsın?

Uludere'de köylülerin bilerek vurulup vurulmadığı değil mesele, mesele, ordunun, hükümetin, medyanın, ilgisizliği. Bir ülkenin ordusu, keyfi hareketlerde bulunamaz, ben araştırmadan, etmeden, keyfime göre bombalarım diyemez.

-Peki, ya gelenler kaçakçı değil de, PKK'lı olsaydı, 35 askerimizi şehit etseydi, daha mı iyiydi?

Ben asker ölümüyle, köylü ölümünü birbirinden ayırmam. Benim için 35 ölüm, 35 ölümdür. Silahsızlarsa katliamdır, silahlılarsa yaşanmaması gereken olaydır. Ancak tespiti yapılmış, 40 kişilik bir grubu, karadan kontrol edemiyorsan, kim olduklarını bilmek istemene rağmen, bilemiyorsan, her sene savunmaya aktarılan o kadar para, neyin teknolojisine harcanmış, neyin askerine harcanmış sorarım. 40 kişilik grubu tespit ettikten sonra, takip edersin, ne o 40 kişi kaybolur gider, ne karakol basabilir, ne de oraya buraya pusu atabilir.

-Kaçakçının hiç mi suçu yok arkadaşım?

İşin açıkçası, bana göre fakir insanın, kendini geçindirecek kadar kaçakçılık yapması, onun suçu değil, insanları bu duruma düşürenlerin suçudur. Ayrıca bölgede kaçakçılık denen şey, Lozan'da bölüşülmüş Kürt topraklarının arasına sınır çekilmesinden dolayı, ailelerin birbiriyle yaptıkları ticaretin ismi. Misak-ı Milli'de aksine yemin edilmiş olmasına rağmen, Lozan'da Kürt topraklarının paylaşılmasına tepki koyamayanların, kaçakçılarmış, gebersinler söyleminin hiç bir değeri, hiç bir anlamı yoktur. Kaçakçının suçu vardı desek bile, biz de her suçlunun kafasına bomba atılmaz. Eğer atıyor olsaydık, memlekette insan kalmazdı.

-Köylülerin cenazesinde, Apo poseti vardı kardeşim, sen neden bahsediyorsun?

E, günaydın! Namazını da kaldın mı? Bölge halkının en az 4-5 milyonluk kesiminin Apocu olduğunu bilmemek, bir cenazede bu posterin açılmasına şaşırmak, kendini bilmezlikten başka bir şey değildir. Apo posteri, ne ölenleri apocu yapar, ne de ölenlerin yaşadığı köyü. Ölenler Apocu olsa dahi bundan nasıl bir medet umulur, o da ayrı bir soru işareti. Apocuların hepsini öldürmek lazım diyecek kadar, soykırım meraklılarına ise cevap vermeme bile gerek yok.

-40 kişiyle kaçakçılık mı yapılır, hem de gece gece?

Evet, kırk kişiyle kaçakçılık yapılır. Bahman Ghobadi'nin "zamani baraye masti asbha" yani "a time for drunken horses" filmi, kaçakçılığın bölgede nasıl yapıldığıyla alakalı bir fikir edinmek için izlenebilir.

-PKK silah kullanmasaydı, her şey güllük gülistanlık olmaz mıydı?

PKK'nın silah kullanması, aklın ve vicdanın tamamen tutulduğu bir dönemde ortaya çıktı. Kürt'e kart-kurt seslerinden türemiş bir Türk kavmi denildiği zamanlarda, Kürtçe'nin yasaklandığı, konuşanların içeriye atıldığı, işkenceye zulme uğratıldığı bir dönemde ortaya çıktı. Silah kullanmak vicdansızlıktır, akılsızlıktır. Ancak aklın ve vicdanın kaybolduğu bir ortamda, silah kullanmak, yargılanacak, sorgulanacak bir durum değildir. Ortam güllük gülistanlık olmadığı için silahlı mücadele tercih edilmişken, hep PKK bozuyor bu ortamı demek, saflıktır. Günümüzde PKK'nın silahlı mücadelesinin legal Kürt siyasi hareketine zarar verdiği düşünülebilir. Nitekim bu zararın önlenmesi, ülkenin akla ve vicdana kavuşmasıyla mümkün olabilir.

Dipnot: Söyleyecek iki çift sözü olan, yazılanlara itirazı olan, soruları olan, beni yazdıklarıyla göt etmek isteyen, o yazdığın yanlış kavat diyecek olan herkesin söyleyeceklerine, ikinci bir yazıyla cevap vereceğim.

2 yorum:

  1. sosyalist meselesinde sıçmışsın ya dünyadaki bölünmelerin kaçı emperyalizme hizmet etmemiş kürt halkı en azından sömürüye maruz kalmıyor bağımsız bir partileri var hatta bağımsız bir orduları var ama olası bir bölünmede bağımsız hiç bir şeyleri olmaz kalan kısım türkiyedeki en büyük millietçilik malzemeside hitler almanyasındaki gibi ya da yahudi milliyetçiliğindeki gibi o topraklar biziim o topraklar biziimden çıkar

    YanıtlaSil
  2. noktalama işaretleri kullanarak tekrar yazabilir misin? hiçbir şey anlamadım da.

    YanıtlaSil