16 Ağustos 2011 Salı

BİR SARHOŞUN NOTLARI

Sevmeyi seviyorum. Güzel oluyor, sevmek. Ne bilim bir insana değer vermek, bir insan için ömründen dakikalar harcamak, enterasan geliyor bana. Düşünsenize, Tanrı, ömrünüzün son gününde yanınıza geliyor, ve diyor ki, ulen can, bunca yıl boku bokuna yaşadın, bir yarrağıma ağız olamadın, senin canını alıp, ruhunu cennete gönderecem. Eeee, bunu duyan ruh, götte durur mu? Durmaz yeminle. Gideyim de gideyim diye tutturur, işte tam o sırada, Allah'ım bunu yapacağına beni 3-5 daha yaşatta, sevdiğime ver bu cenneti diyebiliyorsan, işte o zaman birini gerçekten seviyorsun demektir be oğlum. Zaten, normalde de sevmek öyledir işte. Tanrı'ya siktir çekmek gibidir. Nasıl ki kız babası, kızını seven erkeğe bir gıcıkla bakıyorsa, tanrı da muhtemelen birbirini gerçekten sevenlere böyle bakıyordur. Normaldir. Düşünsenize, sizi yaratmış etmiş, siz gidiyorsunuz, bokun birini seviyorsunuz. İntihar sebebi lan. Tanrı intihar edebiliyorsa eğer, muhtemelen böyle bir sebepten intihar eder. Garanti.

Her neyse, imandan, inançtan çıkıp, biraz somut donelere gelelim. Done neydi lan, bilmiyom valla, kullandım gitti. Ben içen bir insaım, mütemadiyen içerim. Her boşlukta, her dolulukta, sabah, öğle, akşam demeden içerim. Eeee, içtim de bir bok mu oldum. Yooo, kimse içtiği için bir bok olmaz. Alkole sebepsizce bir yücelik grift etmenin anlamı yok. Alkol, alkoldür işte. Zeki insanlarca alındığında, dahiyane fikirlere, aaptallarca alındığında dahiliye müdahelelere gebedir. Ben zeki miyim, kesinlikle, sen aptal mısın, bilmiyorum.

Aşka değer veren bir insanım. Fazlasıyla değer veririm hemde. Beni tanıyan çoğu insan, benim aşka değer verdiğime inanmaz. Onlara göre piçin tekiyimdir, ya da eğlenmeyi seven, gönlünü seven bir şıpsevdiyimdir. Hani eski türk filmlerinde zengin piçleri olur ya. Tam da oyumdur ben. Sadece zengin değilim, o kadar. Esas olay da o zaten diyorsunuz değil mi? Biliyorum. Ne yaparsınız, esas noktayı hep kaçırıırım zaten.

Mesela ben, biriyle yatmanın, sevgilini aldatmak anlamına gelmediğini savnurum. Sırf bunu savunuyorum diye bol bol azar işitirim. Halbuki bugüne kadar, kaç tane sevgilisi olan arkadaşım olduysa, hepsi sevgilisini gözlerimin önünde aldattı ya da aldatmaya teşebbüs etti. Bir kıza laf etti mesela. Ben eminim o kız dönse, götünü açsa, direk atlayacak, etrafta milletin olması, başlığın "public" olması felan farketmyecek yani. Atlayacak, kesin. İnsan arkadaşını tanımaz mı?

Sonra da çıkıp hala aşk diyorlar. Rakı sofrası kuruyorsun. Yüzlerce lira döküyorsun o masaya. Giden paranın hiç bir önemi yok benim için. Ekmek yiyecek param olmasın, yine de arkadaşım için ne yapar eder, o rakı masasını kurarım ben. Onda bir sorun yok. Ama yalan. O masa tümden yalan. Neymiş, Ayşe'ye aşıkmış. Neymiş seviyormuş. Tamam, aşıksın, tamam, seviyorsun. Ulen aşıkken seviyorken beraberken, ne diyordun; onla dolaşma ayşe bunla dolaşma ayşe. Demek ki nasıl düşünüyorsun, ayşe onla beraberse beni sevmiyordur, bunla geziyorsa bana değer vermiyordur. Değil mi? E, peki öyleyse, o günden sonra ne değişiyor da, ben sana jennifer'ı gösterince şaftın kayıyor. O günden sonra ne değişiyor da ben sana nikita'yı gösterince salyaların akıyor. Birazcık tutarlı olacaksın abim, birazcık kendi söylediklerinin arkasında duracaksın. Durmuyorsan, öyle sevmeyi de sikim, öyle aşkı da sikim.

Peki kadınlar farklı mı? Valla değil. Yemin bile ederim lan, hatta az önce etmiş bulundum. Sevgilisi olan kadınlarla yatıyorum, yattım, yatarım. O dangalak erkekler umrumda bile değil. Sevmeye devam etsinler. Yatmadığım sevgilisi olan kadınlarla da sanki yatacakmışçasına muhabbet ettim. Bugüne kadar hiçbir kadından, ya can benim sevgilim var, bu tarz konularda böyle konuşamam gibilerinden bir cevap almadım. Abartmıyorum haaaa, hakkaten böyle bir cevap almadım. Sen yavşadığın ölüçüde sana yavşarlar, yeterince yavşamadan, yiyişmeye getirirsen olayı geri teper, ama yeterince yavşayabildikten sonra buluşup yiyişirseniz, hiç bir problem yoktur. Bir hatasındır, hata olarak anılırsın, ve hafızalardan silinirsin.

Erkekte ise öyle değildir. Problem orda çıkıyor zaten. Mesela kadın seni becerir, becerir, becerir; iliğini kurutur. Sonra da unutur. Erkek için öyle değildir ama. Erkek bir kadını becerir, becerir, becerir, iliğini kurutur, sonra o ilikten beslenmeye devam etmek ister. Lan bitti işte, siktir git. Yok abi, o kadar zaman geçti, o kadar yıl oldu, ay oldu, niye devam etmeyelim. Erkekteki bu tavrın tek sebebi, erkeğin kadın bulmasındaki zorluklardır. Kadın birini bıraktıktan sonra, 5 dk içerisinde, çift basamaklı sayılarda gruplar oluşturabilecek kadar, seks meraklısı, öküz erkeği bir araya toplayabilir. Peki erkek kaç kişiyi toplayabilir? Sıfır. Tamamiyle sıfır. Daha erkek tanışacakta, konuşacakta, kadını etkileyecekte sevişecek. Ölme eşşeğim, göte girelim. Yok ya. Ondan sonra, erkek sevgisi öldürüyor dersiniz. Öldürür tabi.

Sevmek garip şeydir, gerçekten. Birini sevdiğini düşünürsün, o sevdiği biri mutlaka seni sevmiyor ya da sevmiyecek olur. O garantidir yani. Aksi düşünülemez. Eeee, nasıl oluyor da, birbirini tutkuyla seven çiftler var diyorsun değil mi? Onlar birbirlerini tutkuyla sevmiyorlar aslında, birbirlerini tutkuyla sikiyorlar. Olay bundan ibaeret. Birbirlerini tutkuyla sevip, sikişmeyen çiftler gördünüz mü hiç? Göremezsiniz. Sikişmeyen insanların birbirlerini sevmesi imkansızdır. Çok çok öyle olduğunu zannederler, o da ilkokuldayken yaşanır. Sonrası malum. Büyürsün ve sikişirsin. Bunun üzerine çok fazla düşünmeye gerek yok.

Eski sevgililerimiz vardır bir de, inanılmaz bir durumdur. Mesela yeni bir hatunla sevişiyorsundur, o sırada eski sevgilin aklına gelir. O da başkasıyla mı sevişiyordur? Muhtemelen. Gaza gelirsin. Ulan ben daha iyi sevişirim dersin, gidiş gelişlerin hızlanır, sertleşir. Olmayan bir ilişkiyle yarışa girersin. Ben daha iyiyim lan dersin. Sikim daha büyük, hani küçükse bile, ben geç boşalıyorum, hadi diyelim ki erken boşaldım, olsun farketmez ki, ben defalarca boşabiliirm, sabaha kadar gidip gelebilirim hiç sorun değil dersin. Yeni partnerin de bundan hiç bir şey anlamaz. Çok çok sabahın bir vakti; "vajinam çok tahriş oldu ya, hayvan seni" deriz. Hoşumuza gider. Halbuki o insan gece boyu kimi nerede ne şekilde düşünmüştür. Önemli olan düşündüğü değil, yaptığıdır. İşte bu yüzden "medeni" insanlarız. Düşündüklerimizle değil yaptıklarımızla değerlendiriliyoruz.

Bu eski sevgili olayı biraz ilginç. Mesela eski sevgilinizden hala hoşalnıyorsunuz, ama "o" kişi size olan ilgisini kaybetmiş. Ne yapabilirsiniz ki? Ona yeni bir sevgili lazım işte. Kendinize yeterince güveniyorsanız, ona yeni sevgiliyi siz bulursunuz hatta. Ulen gitti şunla biraz takıl, başka sevgilililer nasılmış bir görsün dersiniz. Yani eski sevgili için, sevgilisinin yeni sevgiklisi bir katalizördür aslında. Tekrar aşka, sevgiye, orgazma gelmek için, hatta bir an önce gelmek için bir vesiledir. Şaşkın eski sevgili, şansını bu insanlarla dener, sonra bakar ki, ulan benim bu eskisi, yani "can" (burda can ben oluyorum), o kadar daşşaklı bir herifmiş ki, nasıl farkına varamamışım der ve geri döner. Burda eski sevgiliye refaket eden, geçici aşık rolündeki insana teşekkür etmek gerekir. O maldır, harcanandır, farkında değildir. Belki bir gün farkına varacaktır. O kadar.

Daha baya baya yazabilirim, sabaha kadar uzatabilirim bu yazıyı. O kadar doluyum ki? Klavyenin tuşlarına basabildiğim hız yetmiyor gerçekten. Ancak kuzenim yanımda, ve film izleyeceğimize dair söz verdim. Filme dönsek iyi olur. Buraya kadar yazdıklarımın ne mi anlamı var? Bir bok anlamı yok. Sevişin, için, okuyun. Eğer daşşaklı bir insan olduğunuza inanıyorsanız, sevdiğinizin bir başkasına meyil vermesini güzel bir şey olarak karşılayın. Ne de olsa ondaki daşşaksızlığın farkına varıp sizin daşşağınıza önem vermeye başlayacaktır. Dediğim şeyi küçümsemeyin. Her ne kadar ayyaşın teki olsam da, kafam biraz çalışıyor.

Pompaya devam, içenlere selam...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder