3 Aralık 2011 Cumartesi

Haberler-3

Yılmaz Özdil yeni bir şeyler yazmış sanıırm. Neymiş efendim, belge isteyenlere belgeymiş. Ne diyor belgede, 1938'in şubatında bir karakol baskını olmuş, devlette bu baskınla alakalı olarak, yerel makamların maddi kayıplarının giderilmesi hususunda bir anlaşmaya varmış. Bu belgeden ne anlamamız gerektiğini ben anlayamadım. Zira, 1934'de iskan kanunu çıkarıldı. 1935'de kabul edilen Tunceli Kanunu, 1936 yılınıın dördüncü gününde yürürlüğe girdi. İlk Tunceli Harekatı ise 1937 yılının mart ayında gerçekleştirildi. Bunlardan sonra ise, 1938'de bir karakol baskını gerçekleştirilmiş. Eee, biz şimdi bu baskından nasıl bir çıkarsama yapacağız Sayın Yılmaz Özdil?

Bazı insanların daracık bakış açılarına katlanmakta zorlanıyorum. Geçenlerde bir arakdaş bana; devlete kurşun atan herkes bölücüdür gibilerinden bir şey söyledi. Ben de doğal olarak; arkadaşım ne söylediğinin farkında mısın dedim. Yani birilerini devlete kurşun attığı için bölücülükle suçlamak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin İTC kökenli tüm kurucularını bölücükle suçlamak demektir. Ancak Osmanlı zamanında yapılan bölücülükler, Türkiye zamanında siliniyorsa, ona bir şey diyemem.

Şimdi yazımızın bu bölümünde, hemen hemen tüm muhafazakar, ulusalcı, kemalist tarafından yanlış bilinen bir bilgiye değinelim. Hani sıkça söylenen, sıkça kullanılan bir agümandır; Che öldüğü zaman çantasından Nutuk çıkmıştır. Che'yi az çok tanıyan, az çok anlayan her insanın garipseyeceği bir durumdur bu. Haliyle ben de garipsedim ve araştırdım. Che öldüğü zaman çantasından Nutuk felan çıkmamıştır. Beş tane kitap vardır Che'nin çantasında. Bunlar;

Karl Marx’ın Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı kitabı, S. R. Vigosky’nin Güncel Kapitalizm Teorileri Üzerine Makaleler kitabı, Paul Carrell’in Geliyorlar kitabı (Ils Arrivent – Che’nin çantasından çıkan bu Fransızca kitap, İspanyolca olmayan tek kitaptır), H. B. Philips’in Analitik Geometri kitabı, ve son olarak Luis Peñaloza’nın Bolivya Ekonomi Tarihi kitabı. (haber.sol'a teşekkürler)

Yani efendim, öyle söyleyeyim yalanı, inanan inanır mantığı doğru bir mantık değildir, yapmayın lütfen.

7 yorum:

  1. Yılmaz Özdil bir Facebook ergenleri tarafından okunup paylaşılıyor diye kendimi kandırıyordum ama okuyucu kitlesi gittikçe artıyor.E tabi bu da korkutucu,aynı zamanda üzücü.
    http://www.youtube.com/watch?v=eckbkaYqrmU Tabi Nagehan Alçı gibilerine de biat etmemek gerekir. :)yazılar için de eline sağlık.Kafası çalışan bir akranımı görmek beni sevindirdi :)

    YanıtlaSil
  2. keşke sadece feysbuk ergenleri tarafından okunuyor olsa, kendisine sosyal demokrat, solcu diyenler tarafından okunup takip ediliyor. sonumuz hayr'ola.

    YanıtlaSil
  3. Katılıyorum ama sonumuzun hayırlı olacağına inanamıyorum pek.Bugün Hopa davası ve Cihan Kırmızıgül'ün davası var biliyorsundur.Bu konuda da yazarsan çok güzel olur bence :)

    YanıtlaSil
  4. sadece cihan kırmızıgül ve hopa davası özelinde bir yazı yazmadım ancak dün yazdığım yazı içerisinde değindiğim konulardan bir tanesiydi bu davalar. sadece bu davalar üzerinden bir yazı yazabilirsem daha anlamlı olur tabi ki, tavsiye için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  5. Güzel şeyler de oluyor yahu,İnan Suver tahliye oldu,Hopa sanıklarının hepsi tahliye oldu,Antalya'da HESlere durdurma kararı çıktı..Ha Cihan da beraat etseydi keyfimize diyecek olmazdı..

    YanıtlaSil
  6. ağzımıza bir parmak bal çalıyorlar, başka bir şey değil valla. ancak o bir parmak bala da o kadar özlem duyuyoruz ki, bundan bile kendimize bir mutluluk çıkartabiliyoruz.

    YanıtlaSil
  7. Haklısın,Twitter'da 'suyorumcusu' diye bir adam var Hakan Demir.Şöyle demiş : "Geçmiş olsun. Ayrıca bizi, zaten serbest olması gereken insanlar serbest bırakılıyor diye sevinecek duruma getirenler utansın."

    YanıtlaSil